1999 yılının sanıyorum Şubat veya Mart günlerinden biriydi, bir dost sohbetinde “Ereğli Liseliler toplanıyoruz “dedi usulca bir ses, bu ses sevgili arkadaşımız Sevda (Pilevne) TURAN’dan çıkmıştı ve sanıyorum biz eski mezunlar biribirimizi o kadar özlemiştik ki, sadece bir “ yemekli eğlence gecesi ” organizasyonu için gerçekleşen bu toplantı, hızla dernekleşmeye kadar vardı.
Güzelim Lise Yılları, Ereğli Lisesi, daha şapka giydiğimiz, hergün saç traşlarımızın kontrol edildiği, Eylüle kalmanın hatta sınıfta kalmanın olduğu, Derdinizin dert bilindiği, sevincinize ortak olunan, hava atmanın bilinmediği yada ayıp sayıldığı yıllar ve vazgeçilmez arkadaşlıklar hepsinden önemli:
Her biri, bir Atatürk Askeri sevgili öğretmenlerimiz, bir kısmı daha yeni mezun olmuş okulundan koca, koca yürekleriyle gelmişler, hedefleri var, Atatürkçü Çağdaş ve yürekli gençler yetiştirecekler...
- Nereden mi biliyorum?
- E kendileri söylediler, aradık, ulaştık, bulduk, çağırdık, 30 yıl sonra Türkiyemin dört bir yanından kopup geldiler.
Bir gece düzenledik kurulan derneğimiz adına, daha büyük bir salonumuz olamadığı için 400 kişilik bağlık salonunu kullandık ve çok üzülerek sadece ilk 5 yıl mezunlarını çağırabildik...( bu sonraları 5 er yıllarla devam ederken bitti.)
Hiç resim çektiremedik, 10 dakika kadar müzik yapabildi müzik gurubu. Salya, sümük sarıldık öğretmenlerimize, onlar bize, biz arkadaşlarımıza, öğretmenlerimiz öğretmen arkadaşlarına yani herkez biribirine sarılıp sarılıp ağlaştık.
Naim öğretmen, İsmail öğretmen, Zehra Öğretmen, Yıldız Öğretmen konuştular ya da ağladılar öyle birşeydi... Ve… İşte orada söylediler ellerinde mikrofon herkesin olduğu yerde... Ereğli Liseli olmanın özel olduğunuda onlar söylediler. 30 yıl sonra çağrımıza gönülden katılan 30 kadar öğretmenimiz, yani bize emek verenler...
" BİZİM HEDEFİMİZ ÇAĞDAŞ AYDIN ATATÜRKÇÜ GENÇLER YETİŞTİRMEKTİ, BİZ ÇABALADIK SONUÇ BU GÜN BURADA ORTADA " dediler.
Gündüz okul bahçesindeki pilavda da 500 kişi kadardık. Heyecanlar yaşadık, sınıflarımıza girdik, sıralarımıza oturduk... Burası biraz buruktu gelmeyen arkadaşlarımız vardı ve artık gelmesi mümkün olmayan arkadaşlarımız.
Melih Cevdet’in şiiri geldi aklıma
Dört kişi parkta çektirmişiz,
Ben, Orhan, Oktay, bir de Şinasi...
Anlaşılan sonbahar
Kimimiz paltolu, kimimiz ceketli
Babası daha ölmemiş Oktay'ın,
Ben bıyıksızım,
Orhan, Süleyman efendiyi tanımamış
Ama ben hiç böyle mahzun olmadım
Ölümü hatırlatan ne var bu resimde?
Oysa hayattayız hepimiz.
Hey gidi günler kaçımız o geceye gelemedik, kaçımız bundan sonrakine gelemeyeceğiz kim bilir?
Lise yıllarında birazcık tiyatro, birazcık müzik, bir oyunumuz vardı “DÜNYA DÖNMÜYOR ARTIK” ben toprak ağasını oynuyordum sevgili Nusret AKYELKEN Hırsızı oynuyordu o günlerin en kötü adamı hırsız. Oradan buradan ufak tefek bir şeyler çalan bir tipleme,
Sahneye “Hırsız, Hırsız Siz hırlımısınız sanki ” diye giriyordu… Hey gidi “Hırsız” sen şimdilerde tertemiz kaldın. Oyunu bugün oynasaydık herhalde hırsız diye bir tipleme olmazdı, Muhsin Divan da Namuslu vatandaştı (sonraki yıllarda ne kadar namuslu kaldı bilemiyorum). Sevgili arkadaşımız Sertaç annesi, hayat kadınını oynuyor diye ne kadar gürültü koparmıştı. Yıllar sonra arkadaşımız bir kıskançlık krizinde kocası tarafından kurban edildi…
Artık derslerimizi konuşmuyoruz, sevgilerimizi, sevgililerimizi falan da değil artık 50 li yaşlardayız çocuklarımızı falan konuşuyoruz. Ama hala romatizmalarımızı, tansiyonumuzu konuşmaya da başlamadık…
Ben okulumu sevdim öğretmenlerimi de sonuçta 1971 yılında Ereğli Lisesi’nden mezun olurken koca bir yaşam birikimiyle ayrıldığımızı çok sonraları fark ettik. 1968 ile 1972 arasında mezun olan bizler, şu ana kadar ciddi sayıda arkadaşlarını çeşitli nedenlerle kaybettik.
Artık her yıl buluşuyoruz. Derneğimiz var, okulumuzun mezuniyet törenlerine gidiyoruz her yıl.
Yine önde, olduk önder olduk, Ereğli Lisesi Mezunlarından sonra diğer liselerin mezunları da derneklerini kurdular, hemen hemen aynı günlerde toplanıyoruz. Siz de Arkadaşlarınızla, 3 yıl sıraları, mutlulukları, haytalıkları, sevgileri, mutsuzlukları paylaştınız. Sahi hiç özlemedinizmi biribirinizi. E! gelin pilav gününe hem öğretmenlerinizi hem arkadaşlarınızı kucaklayın hasret ve sevgiyle.
Ereğli Liseli Olmak Ayrıcalıktır unutmayın… Şimdi bizler bir avuç Ereğli Lisesi Mezunu buradayız.
Özdemir ASAF’ın dediği gibi…
Söyleyecek sözü olan anlatsın
İsterse içine yalan da katsın
Yeter ki, kendinden, bizden söz etsin
Yalanı doğruyu sezer gideriz
Neler gördük neler bu güne kadar
Daha gidilecek yerlerimiz var
Bizi buralarda unutamazlar
Kalacak bir türkü söyler gideriz
Esen kalın pilavda görüşmek dileğiyle...
Kadri MERT |